Saç ekimi; saçlarının seyrelmesinden ve kel noktaların gitgide genişlemesinden endişe duyan pek çok kişi için büyük bir estetik kazanımdır. Saç ekimi cerrahisinde kullanılan modern teknolojiler sayesinde, en umutsuz gibi görünen vakalarda dahi başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Bu prosedürü düşünen hastaların büyük bir kısmı, dökülen saçlarının bir bir yerine konmasını arzu ediyor. Çeşitli kaza ve travmalarla kafa derisi hasar görmüş ve bu nedenle saçları kalıcı olarak dökülmüş hastalar ise iyileştirilmiş bir görsellik arzu ediyorlar. Kısacası saç ekimini gerektiren nedenler her ne olursa olsun herkesin aklındaki ortak soru şu: Saç ekimi sonrası nasıl bir saç yoğunluğu elde ederim? Bu sorunun yanıtı kimileri için tatmin edici, kimileri için can sıkıcı. Saç ekimi; beklentilerle, olası sonuçlar örtüştüğü zaman kişileri mutlu edebilir. Nasıl bir saç yoğunluğu elde edileceği çok da sürpriz değildir aslında. Kafa derisi muayene edildikten sonra, hasta elde edebileceği sonuçlar hakkında detaylı bir şekilde bilgilendirilir. Peki, saç ekimiyle arzu edilen gür saçlara kavuşmanın koşulları neler? Optimum saç yoğunluğu elde etmek mümkün mü? Yazımızın devamında bu soruların yanıtlarını bulacaksınız.
Ne Kadar Kelsiniz?
Hemen garipsemeyin! Zira bu soru sizi üzmek için sorulmadı. Saç ekimi yapılacak bölgenin genişliği bizim için önemli. Öncelikle, alıcı saha olarak adlandırdığımız ekim bölgesinde, optimum saç yoğunluğu elde edebilmek için ihtiyacınız olan greft sayısını belirlememiz gerekiyor. Bu noktada şunu hatırlatmak isteriz; önemli olan ihtiyacınız olan greft sayısından ziyade ekilebilecek greft sayısıdır. Geniş ve yaygın kel alanlara sahipseniz gereksiniminiz yapılabilecekten daha fazla olabilir. Ne kadar fazla saç kökü nakledilirse o kadar çok saçım olur, şeklinde bir bakış açısı yanlış ve tehlikelidir. Bir saç ekimi ameliyatında maksimum 2500 ila 4000 greft toplanması ameliyatı güvenli bir seviyede tutar. Fazlasını vaat eden birçok saç ekim merkezine denk gelebilirsiniz. Bu girişimin doku ölümüyle sonuçlanacak kadar ciddi riskleri olduğunu hatırlatmak isteriz.
Donör Alanınız Saç Ekimi İçin Yeterli Mi?
Elde edilecek saç yoğunluğunda rol oynayan en önemli etken verici saha olarak nitelendirdiğimiz donör alandaki saç yoğunluğu ve kalitesidir. Saç ekimi için en ideal donör alan, başın iki kulak arasında kalan kısmıdır. Bu bölgede, saç ekimini anlamlı bir görselle sonuçlandıracak sayıda ve nitelikte sağlıklı saç kökü olmalıdır. Donör alandan saç kökleri hesaplı bir şekilde toplanmalı ve ikinci bir saç ekimine ihtiyaç duyulabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Az önce de bahsettiğimiz gibi hesapsızca ve fazla sayıda greft toplama çabası geri dönüşü olmayan riskler barındırır.
Saç Deriniz Saç Ekimi İçin Uygun Mu?
Saç kalitesi sağlıklı bir saç derisine bağlıdır. Saç ekimi ameliyatından sonra ekilen saçların büyüyebilmesi de büyük ölçüde buna bağlıdır. Sadece ve sadece verimli topraklardan kaliteli mahsul elde edebilirsiniz. Peki, bunu nasıl sağlarız? Kliniğimizde uyguladığımız FAT saç ekimi; otolog yağ transferi uygulamasıyla modern ve çağdaş bir saç ekimi tekniği olan FUE’nin kombinasyonundan oluşuyor. Bu yöntem için hastalarımızın kendi yağlarını kullanıyoruz. Ameliyathane şartlarında liposuction ile aldığımız yağı, kök hücreden zenginleştirerek hastalarımızın saç derisine enjekte ediyoruz. Uyguladığımız bu yöntemle; ekilen saçların sağlıklı bir ortamda büyümelerini ve dökülme eğiliminde olan, minyatürleşmiş saç tellerinin ise güçlenmelerini sağlıyoruz. FAT saç ekimi ile hem doğal hem de optimal bir saç yoğunluğu elde etmek mümkün olabiliyor. Fat saç ekimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek istiyorsanız web sitemiz üzerinden https://www.interliva.com/tedavi/fat-sac-ekimi/ bağlantısını ziyaret edebilir, sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.